Kastamonu Üniversitesi | Geleceğini İnşa Edeceğin Üniversite

Açık rıza dışındaki kişisel veri işleme şartlarından birine dayalı olarak kişisel veri işlenmesi halinde ayrıca ilgili kişiden açık rıza da almak mümkün müdür?

Açık rıza dışındaki kişisel veri işleme şartlarından birine dayalı olarak kişisel veri işlenmesi halinde ilgili kişiden ayrıca açık rıza alınmamalıdır. 

Kanunun 5. ve 6. maddelerinde sayılan açık rıza dışındaki kişisel veri işleme şartlarından herhangi birinin bulunması halinde de kişisel verilerin işlenmesi mümkündür. Söz konusu işleme şartlarından herhangi birinin bulunması kişisel veri işleme faaliyeti için tek başına yeterli olduğundan ilgili kişiden ayrıca açık rıza alınmamalıdır. Örneğin 4857 sayılı İş Kanununun 75. maddesi gereği özlük dosyası oluşturulması amacıyla çalışanın kimlik bilgileri, “kanunlarda açıkça öngörülmesi” işleme şartına dayanarak işlenmektedir. Bu durumda çalışandan ayrıca açık rıza alınmamalıdır.

Zira açık rıza, her zaman için geri alınabilmektedir. Açık rıza haricindeki diğer işleme şartlarından herhangi biri mevcut olmasına rağmen ilgili kişiden açık rıza alma yoluna gidilmesi ilgili kişilerin yanıltılması olarak değerlendirilebilir. Bu durumda da Kanunun 4. maddesindeki temel ilkelerden “hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun olma” ilkesine aykırılıktan bahsedebiliriz.

 

Bilgi kaynağı için tıklayınız.

Kişisel veriler sadece ilgili kişilerden açık rıza alınması halinde mi işlenebilir?

Açık rıza, Kanundaki kişisel veri işleme şartlarından biri olmakla birlikte veri işleme faaliyetine hukukilik kazandıran tek unsur değildir. Kanunun 5. ve 6. maddelerinde kişisel veri işleme faaliyeti için açık rıza dışında da şartlar öngörülmüş olup bu şartlardan birinin varlığı halinde, ilgili kişinin açık rızası aranmaksızın kişisel verilerinin işlenmesi mümkündür.

Buna göre, herhangi bir kişisel veri işleme faaliyeti söz konusu olduğunda öncelikle bu maddelerde belirtilen diğer işleme şartlarına bakılmalı, bu şartların bulunmadığı durumlarda açık rıza yoluna başvurulmalıdır.

 

Bilgi kaynağı için tıklayınız.

Anonim hale getirilmiş bir veri kişisel veri midir?

Anonim hale getirilmiş veriler kişisel veri niteliğini kaybetmektedir.
Kanunda “anonim hale getirme”; kişisel verilerin, başka verilerle eşleştirilerek dahi hiçbir surette kimliği belirli veya belirlenebilir bir gerçek kişiyle ilişkilendirilemeyecek hale getirilmesi olarak tanımlanmıştır. Anonim hale getirilmiş veri, artık herhangi bir kişiyle ilişkili değildir ve o kişiyi belirli veya belirlenebilir kılmaz. Dolayısıyla anonim hale getirilmiş bir veri artık kişisel veri değildir.

 

Bilgi kaynağı için tıklayınız.

Bilgisayarda bazı kişisel veriler sadece depolama amacıyla dosya halinde tutulmakta ise, bu durumda kişisel veri işlenmiş sayılır mı?

Sadece depolama amacıyla dosya halinde bilgisayarda kişisel verilerin tutulması da kişisel veri işleme kapsamındadır.

6698 sayılı Kanunun 3. maddesinde kişisel verilerin işlenmesi; “kişisel verilerin tamamen veya kısmen otomatik olan ya da herhangi bir veri kayıt sisteminin parçası olmak kaydıyla otomatik olmayan yollarla elde edilmesi, kaydedilmesi, depolanması, muhafaza edilmesi, değiştirilmesi, yeniden düzenlenmesi, açıklanması, aktarılması, devralınması, elde edilebilir hâle getirilmesi, sınıflandırılması ya da kullanılmasının engellenmesi gibi veriler üzerinde gerçekleştirilen her türlü işlem” olarak tanımlanmıştır.

Buna göre, kişisel veriler sadece depolama amacıyla dosya halinde tutulsa ve üzerinde başkaca bir işlem yapılmasa bile kişisel verilerin işlenmesi olarak değerlendirilecek ve bu faaliyet de Kanun kapsamında kabul edilecektir.

Bilgi kaynağı için tıklayınız.

Bir kâğıt parçası üzerine gelişigüzel yazılan ad, soyad ve telefon numaraları Kanun kapsamında sayılabilir mi?

Bir kâğıt parçası üzerine gelişigüzel yazılan ad, soyad ve telefon numaraları Kanun kapsamında sayılabilir mi?

 

Kanun, otomatik olmayan yollarla kişisel veri işlenmesini tamamen Kanun kapsamı dışında tutmamaktadır. Otomatik olmayan yolla veri işleme eğer bir veri kayıt sisteminin parçası olarak gerçekleştiriliyorsa bu durumda söz konusu veri işleme faaliyeti de Kanun kapsamında kabul edilmektedir. Dolayısıyla otomatik olmayan yolla işlenen kişisel veriler, bir veri kayıt sisteminin parçası ise Kanun kapsamında olacaktır.

Bir kâğıt parçası üzerine gelişigüzel yazılan ad, soyad ve telefon numaraları ise Kanun kapsamında değildir.

Kişisel veri işlemenin Kanun kapsamında sayılabilmesi için işlenen kişisel verilerin bir veri kayıt sisteminin parçası olması yani belirli bir takım kriterlere göre yapılandırılarak işlenmesi gerekmektedir. Ad, soyad ve telefon numarası gibi veriler bir indeks, fihrist vb. bir veri kayıt sistemi dâhilinde yazılmışsa, söz konusu veri işleme faaliyeti Kanuna tâbi olacaktır.

Manuel yolla ve gelişigüzel bir biçimde bir kâğıt parçası üzerine yazılan kişisel veriler Kanun kapsamında olmayacaktır. Bununla birlikte, bir veri kayıt sisteminin parçası olmadan işlenen kişisel verilerin 6698 sayılı Kanuna tâbi olmaması durumu, bu verilerin keyfi bir biçimde kullanılabilecekleri anlamına gelmemektedir. Zira konusu suç teşkil eden durumlar 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında ele alınmaktadır.

Bilgi kaynağı için tıklayınız.